27 Ekim 2017 Cuma

İNSANLIĞIN YÜCELİŞİ

“De ki: Ey Ehli Kitab; hepiniz, sizinle bizim aramızda eşit olan bir kelimeye gelin: Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim. O’na hiçbir şeyi eş koşmayalım. Ve Allah’ı bırakıp da kimimiz, kimimizi Rab edinmesin. Eğer yüz çevirirlerse; o vakit şahid olun ki biz, Müslümanız, deyin.” (Ali İmran, 3/64).
“De ki: Ey Ehli Kitab; dininizde haksız yere haddi aşmayın, daha önce hem kendi sapmış hem de birçoğunu saptırmış ve doğru yoldan (sevaes sebilden) ayrılmış bir kavmin heveslerine uymayın.” (Maide, 5/77).
“Ey insanlar; doğrusu Biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Gerçekten Allah katında en değerliniz; O’ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz ki Allah; Alim’dir, Habir’dir.” (Hucurat, 49/13).
İnsanlığın yücelişi; İnsanın ve toplumun yücelişi ile başlayan yolculuğun tüm insanların da katılımıyla evrenselleşme boyutuna taşınmasıdır. Bir bakıma her insanın, her toplumun kendini arıtarak yücelişi yaşaması, eminlik atmosferini yayması ve bunu insanlığa sirayet ettirmesidir. Yücelişin evrenselleşmesi, kainat boyutuna taşınmasıdır. Yücelişin tüm insanları ve toplumları kuşatacak ve kucaklayacak boyuta gelmesi ve hatta tüm canlıları ve kainatı etkilemesidir. Bir açıdan yüceliş yolculuklarının, kamil olma, kemale erme mücadelesinin insanlığı ve evreni kuşatması ve onu harekete geçirmesidir.
İnsanlığın yücelişinde en belirleyici nokta, “erdem” ile yani hiçbir çıkar beklemeden iyi ve faydalı işler yapılarak insanlığın tetiklenmesidir. Böylelikle cemiyeti kamil yolculuğuna dönen insanı kamil yolculuğu daha da gelişerek “beşeriyeti kamil” yolculuğuna dönüşmüş olur. İnsanlığın yücelişi bir açıdan insanlık bayrağının göndere çekilmesi, eminliğin yaygınlaşarak zirve yapması, hak ve adaletin bütün dünyayı kuşatması, hakikatin evrende kol gezmesidir. Temel insan hak ve hürriyetlerinin hiçbir ayırım yapılmaksızın tam ve eksiksiz olarak insanlıkta karşılık bulması, kısaca insanlığın doruklaşmasıdır.
Aslında insanlığın yücelişi, arınarak yücelen insanın ihsan ile toplumun yücelmesine vesile olması, insanların ve toplumların erdem ve dayanışma ile insanlığın yücelmesine destek olmasıdır. Bir bakıma insanların, toplumların ve tüm insanlığın yüceliş yolculuğuna çıkması, bizatihi onu yaşamasıdır. Yücelişin tüm boyutlarıyla hayat bulmasıdır.
İnsanlığın yücelişi, eminlik sürecinin hız kazanması, tüm insanlığı kuşatması, insanlığın yegane umudu olan güven ve itimat alanlarının çoğalması ve yaygınlaşmasıdır. Barış hukukunun evrenselleşmesi ve tüm insanlığı kuşatmasıdır. “Sizin ilahınız bir tek ilahtır. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. Rahman’dır, Rahim’dir,” (Bakara, 2/163) ayetinde belirtildiği gibi, O’ndan başka ilah olmayan, Rahman ve Rahim olan Allah’ın izzet ve kudreti altındaki tüm insanların eşit ve ortak kelime olan tevhidin, birliğin, barış ve adaletin kabul edilmesi ve yaşanmasıdır. Yeryüzünün her yerinde insanlık bayrağının dalgalanması, insanlığın kendine gelmesi, kendini kazanmasıdır.
Aslında insanlığın yüceliş; insanı kamil yolculuğunun gelişerek ve yayılarak cemiyeti kamil yolculuğuna dönüşmesi, bunun da olgunlaşarak ve yaygınlaşarak beşeriyeti kamil yolculuğuna evrilmesidir. Tüm insanları, toplumları, insanlığı, dünyayı ve evreni kuşatmasıdır. Böylece insanlığın ve dünyanın gidişatına müdahale edecek, insanca ve hakça bir evrenin kuruluşuna katkı sağlayacak bir atmosferin oluşmasına zemin hazırlayacaktır. Bu gerçekte insanın ve insan sesinin yeniden neşvü nema bulmasıdır.
İnsanlığın yüceliş; insanlığın kendine gelmesi, kendini kazanması ve bunu bütün kainata sirayet ettirmesidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder