24 Ağustos 2016 Çarşamba

Türkiye Zorluklardan Güçlenerek Çıkıyor


Türkiye 15 Temmuz 2016 gecesi bir darbe girişimine maruz kalmıştır. Milletin seçtiği meşru hükumet ve Cumhurbaşkanı, devletin içine çöreklenmiş Batı ile ilişkili darbeci bir grup tarafından saldırıya uğramıştır. Halk düşmanı bu vatan hainlerinin darbe teşebbüsünü lanetlemek her yurtsever insanın görevidir.

Bir aydır gündemimize oturan 15 Temmuz 2016 darbe girişimi verdiği zararlar ile hepimizi üzmüştür. Yaklaşık 250 şehit ve binlerce gazi verdiğimiz darbe girişimi elbette ki ülke ekonomisini de etkilemiştir. Ancak bu etki çok kısa olup bir ay geçmeden taşlar yerine oturmuştur.

Darbe teşebbüsünün başarısız olmasının kökenlerini halkın ülkesine duyduğu güvende aramak lazımdır. İnsanlar kendilerini güvenlik içinde hissettikleri zaman sadakatten ayrılmayacakları tarihi bir olgudur. Kişinin içerisinde yaşadığı topluma ve ülkeye güveni varsa onu korumaya, geliştirmeye ve ileriye taşımaya gayret edecektir. Bu yüzden de halk bu darbe girişimi esnasında geçmişte olduğu gibi darbecileri adeta bir kurtarıcı gibi görmemiştir. Milletin müdafaası güvendiği ülkesinin geleceğini tehlikeden korumak için canı pahasına da olsa darbecilere karşı olmuştur. Darbe girişiminde bulunanların da hesaplayamadıkları halkın vereceği bu meşru tepki olmuştur.

Türkiye son yüz yıl içerisinde askeri darbelerle birçok devlet adamını kaybetmiş, büyük zararlara uğramıştır. 1960, 1971, 1980, 1997 askeri darbeleri o günkü nesilleri etkilemiş ve ülkeyi siyasi ve ekonomik olarak hep geriye götürmüştür. Türkiye ekonomisi 2001 krizinden epey olumsuz etkilenmiş, bankacılık sektörü güven kaybetmiş ekonomik ilerleme ve kalkınma sekteye uğramıştır. 2001’de siyasiler arasındaki çalkantılar 3-4 gün içinde borsanın %29,3, Türk Lirasının %130 kadar değer kaybetmesine ve enflasyonun %90’lar seviyesine çıkmasına sebep olmuştur.

Türkiye ekonomisinin yakın dönem tarihini Milli Gelir üzerinden incelersek, 2000 yılında 265,4 Milyar USD olan gayri safi milli hâsıla küçük kırılmalar dışında yükselmiş ve 2015’de 720 Milyar USD’ye (1.9 Trilyon TL’ye) çıkmıştır. 2000 yılından bu yana Milli Gelir Dolar bazında 3-4 kat, TL bazında 11 kat büyümüştür. Ülke ekonomisi 2008 küresel finans krizinden de etkilenmiş ancak hemen ardından büyüme göstermiştir. Bunun yanında artan dış ticaret ülkenin küresel anlamda dünyaya açılmasını sağlamıştır.

Tarih
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
GSMH (%)
6.8
-5.7
6.2
5.3
9.4
8.4
6.9
4.7
TL (Milyar)
166.7
240.2
350.5
454.8
559.0
648.9
758.4
843.2
USD (Milyar)
265.4
196.8
230.5
304.9
390.4
481.5
526.4
648.8
Tarih
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
GSMH (%)
0.7
-4.8
9.2
8.8
2.1
4.2
3
4
TL (Milyar)
950.5
952.6
1098.8
1297.7
1416.8
1567.3
1749.8
1953.6
USD (Milyar)
742.0
616.7
731.6
774.0
786.3
823.0
800.1
720.0

 

Niceliksel yükselişin yanı sıra kurumların nitelik gücü de artmıştır. 2005 Bankacılık Kanunu ile bankacılık sağlam temellere oturtulmuş ve 2000’lerde yaşanan bankacılık krizindeki mağduriyet halka yaşatılmamıştır. Bizim de faaliyet göstermiş olduğumuz Katılım Finansı sektöründe Türkiye 4 büyük pazar içine girmiştir. 2012 yılında yürürlüğe giren Yeni Türk Ticaret Kanunu da ekonomideki niteliksel gelişimlere örnek gösterilebilir.

O zamanın işsizlik furyasında mağdur olan gençler bugün, 2016 yılında, iş adamı oldular. 15-20 yıl önce darbelerin bu ülkeye neler yaşattığını iyi biliyorlar. 2002’den itibaren değişen yeni siyasi iktidarın ekonomiyi nasıl bir düzene kavuşturduğunun da farkındaydı halk. Bu bilinç vatan müdafaasını bizzat milletin yapmasını sağlamıştır. Dünya o malum gecede yaşananları şaşkınlıkla takip ederek bir milleti olağanüstü bir şekilde vatanını savunurken görmüştür.

Ekonominin son 15 yıl içinde beklenenin üstünde büyümesi halkın refah düzeyini de artırmıştır. 2016 yılında halk 15 yıl öncesine göre ‘refah içinde’ bir hayat yaşıyor ve devletini eskisinden daha çok sahipleniyor. Bu halkın hem kendine hem de hükumete olan güven duygusunu beslemiştir. Ekonomik refah üst sınıftan alt sınıflara doğru nispeten inmiştir. Sosyal haklar ve yardımlar genişlemiştir. Böylece güçlenen ekonomi ve gelişen sosyal refah milletin kendine olan güvenini artırmış, bu durum da seçilmiş hükümete desteğini artırmıştır.

15 Temmuz darbe girişiminin başarısızlığa uğraması devletini, vatanını sahiplenen bu milletin karşı koyması ile olmuştur. Bu saatten sonra halk evine, ekonomisine, eğitim kurumlarına özetle geleceğine karşı yapılacak olan hiçbir darbeyi kabul etmeyecekti. Halk vatanını korudu ve siyasi görüşüne bakmadan hükumete destek çıktı. Türkiye Milleti yekvücut olduğunu 15 Temmuz’da etnik, dini ve mezhepsel ayrımlara gitmeden tüm dünya kamuoyuna “vatan nasıl müdafaa edilir” göstermiştir. Bu önemli bir durumdur.

Darbe girişimi sonrası ekonomi anlık olarak etkilenmiş ancak birkaç gün içinde bu etkiden sıyrılmıştır. Darbe teşebbüsü sonrası ekonominin kısa süre içinde eski haline dönmesinin asıl nedeni de siyasal istikrarın halka güven vermesidir ve bu da ekonomiyi ayakta tutmaktadır. Malum, ekonomik göstergelerin siyasi görüşü yoktur. Dolar vurdu mu herkesi vurur. Borsa iş hayatının her kesimini etkiler. Darbe teşebbüsü sonrası yükselen dolar kısa süre içinde eski seviyesine gerilemiştir. Buna sebep olan faktörlerden biri de dövizini bozduran ekonomiye duyarlı halktır.

Türkiye’ye dünya çapında itibar kazandıran ana nedenlerinden biri de siyasi istikrarın yanında ekonomi olmuştur. Siyasi istikrar ve iç ekonomideki hareketlilik yabancı yatırımlara kapı aralamıştır. 20 yıl önce halkını mağdur eden devlet, son yıllarda kalkınma ve yatırım projelerinde dünyanın ilkleri arasına girmiştir. Körfez ülkelerinin yönü Batıdan Türkiye’ye çevrilmiş, jeopolitik konumu ile ekonomik güvenin birleşmesi Türkiye’yi değerli kılmıştır.

Türkiye artık iyice güçlenmiş, milletin kendine güveni artmış, toplumsal birliktelik gittikçe güçlenmiştir. Türkiye kendi gücü ve kendi değerleri üzerinden bizatihi kendini test etmiş ve bu testten de başarı ile çıkmıştır.

Türkiye yaşadığı bir sürü sorunlara ve zorluklara rağmen kazandığı siyasi istikrar ve güçlü ekonomisi ile yolunda yürümektedir. Bu kutlu yürüyüşe çelme takmak isteyenler, çomak sokmak isteyenler, sekte vurmak isteyenler şunu iyi bilmelidir ki, milletin artık geri adım atmaya tahammülü yoktur ve asırlardır olduğu gibi vatanını malı, canı ve kanı pahasına müdafaa edecek ileriye doğru taşımak için elindeki tüm fırsatları seferber edecektir.
Anadolu Ajans, Analiz-Haber, 22.08.2016.