Türkiye 15
Temmuz 2016 gecesi bir darbe girişimine maruz kalmıştır. Milletin seçtiği meşru
hükumet ve Cumhurbaşkanı, devletin içine çöreklenmiş Batı ile ilişkili darbeci
bir grup tarafından saldırıya uğramıştır. Halk düşmanı bu vatan hainlerinin
darbe teşebbüsünü lanetlemek her yurtsever insanın görevidir.
Bir aydır
gündemimize oturan 15 Temmuz 2016 darbe girişimi verdiği zararlar ile hepimizi
üzmüştür. Yaklaşık 250 şehit ve binlerce gazi verdiğimiz darbe girişimi elbette
ki ülke ekonomisini de etkilemiştir. Ancak bu etki çok kısa olup bir ay
geçmeden taşlar yerine oturmuştur.
Darbe
teşebbüsünün başarısız olmasının kökenlerini halkın ülkesine duyduğu güvende
aramak lazımdır. İnsanlar kendilerini güvenlik içinde hissettikleri zaman
sadakatten ayrılmayacakları tarihi bir olgudur. Kişinin içerisinde yaşadığı
topluma ve ülkeye güveni varsa onu korumaya, geliştirmeye ve ileriye taşımaya
gayret edecektir. Bu yüzden de halk bu darbe girişimi esnasında geçmişte olduğu
gibi darbecileri adeta bir kurtarıcı gibi görmemiştir. Milletin müdafaası
güvendiği ülkesinin geleceğini tehlikeden korumak için canı pahasına da olsa darbecilere
karşı olmuştur. Darbe girişiminde bulunanların da hesaplayamadıkları halkın
vereceği bu meşru tepki olmuştur.
Türkiye son yüz
yıl içerisinde askeri darbelerle birçok devlet adamını kaybetmiş, büyük
zararlara uğramıştır. 1960, 1971, 1980, 1997 askeri darbeleri o günkü nesilleri
etkilemiş ve ülkeyi siyasi ve ekonomik olarak hep geriye götürmüştür. Türkiye
ekonomisi 2001 krizinden epey olumsuz etkilenmiş, bankacılık sektörü güven
kaybetmiş ekonomik ilerleme ve kalkınma sekteye uğramıştır. 2001’de siyasiler
arasındaki çalkantılar 3-4 gün içinde borsanın %29,3, Türk Lirasının %130 kadar
değer kaybetmesine ve enflasyonun %90’lar seviyesine çıkmasına sebep olmuştur.
Türkiye
ekonomisinin yakın dönem tarihini Milli Gelir üzerinden incelersek, 2000
yılında 265,4 Milyar USD olan gayri safi milli hâsıla küçük kırılmalar dışında
yükselmiş ve 2015’de 720 Milyar USD’ye (1.9 Trilyon TL’ye) çıkmıştır. 2000
yılından bu yana Milli Gelir Dolar bazında 3-4 kat, TL bazında 11 kat
büyümüştür. Ülke ekonomisi 2008 küresel finans krizinden de etkilenmiş ancak
hemen ardından büyüme göstermiştir. Bunun yanında artan dış ticaret ülkenin
küresel anlamda dünyaya açılmasını sağlamıştır.
Tarih
|
2000
|
2001
|
2002
|
2003
|
2004
|
2005
|
2006
|
2007
|
GSMH
(%)
|
6.8
|
-5.7
|
6.2
|
5.3
|
9.4
|
8.4
|
6.9
|
4.7
|
TL
(Milyar)
|
166.7
|
240.2
|
350.5
|
454.8
|
559.0
|
648.9
|
758.4
|
843.2
|
USD
(Milyar)
|
265.4
|
196.8
|
230.5
|
304.9
|
390.4
|
481.5
|
526.4
|
648.8
|
Tarih
|
2008
|
2009
|
2010
|
2011
|
2012
|
2013
|
2014
|
2015
|
GSMH
(%)
|
0.7
|
-4.8
|
9.2
|
8.8
|
2.1
|
4.2
|
3
|
4
|
TL
(Milyar)
|
950.5
|
952.6
|
1098.8
|
1297.7
|
1416.8
|
1567.3
|
1749.8
|
1953.6
|
USD
(Milyar)
|
742.0
|
616.7
|
731.6
|
774.0
|
786.3
|
823.0
|
800.1
|
720.0
|
Niceliksel
yükselişin yanı sıra kurumların nitelik gücü de artmıştır. 2005 Bankacılık Kanunu
ile bankacılık sağlam temellere oturtulmuş ve 2000’lerde yaşanan bankacılık
krizindeki mağduriyet halka yaşatılmamıştır. Bizim de faaliyet göstermiş
olduğumuz Katılım Finansı sektöründe Türkiye 4 büyük pazar içine girmiştir.
2012 yılında yürürlüğe giren Yeni Türk Ticaret Kanunu da ekonomideki niteliksel
gelişimlere örnek gösterilebilir.
O zamanın
işsizlik furyasında mağdur olan gençler bugün, 2016 yılında, iş adamı oldular.
15-20 yıl önce darbelerin bu ülkeye neler yaşattığını iyi biliyorlar. 2002’den
itibaren değişen yeni siyasi iktidarın ekonomiyi nasıl bir düzene
kavuşturduğunun da farkındaydı halk. Bu bilinç vatan müdafaasını bizzat
milletin yapmasını sağlamıştır. Dünya o malum gecede yaşananları şaşkınlıkla
takip ederek bir milleti olağanüstü bir şekilde vatanını savunurken görmüştür.
Ekonominin son
15 yıl içinde beklenenin üstünde büyümesi halkın refah düzeyini de artırmıştır.
2016 yılında halk 15 yıl öncesine göre ‘refah içinde’ bir hayat yaşıyor ve
devletini eskisinden daha çok sahipleniyor. Bu halkın hem kendine hem de
hükumete olan güven duygusunu beslemiştir. Ekonomik refah üst sınıftan alt
sınıflara doğru nispeten inmiştir. Sosyal haklar ve yardımlar genişlemiştir.
Böylece güçlenen ekonomi ve gelişen sosyal refah milletin kendine olan güvenini
artırmış, bu durum da seçilmiş hükümete desteğini artırmıştır.
15 Temmuz darbe
girişiminin başarısızlığa uğraması devletini, vatanını sahiplenen bu milletin karşı
koyması ile olmuştur. Bu saatten sonra halk evine, ekonomisine, eğitim
kurumlarına özetle geleceğine karşı yapılacak olan hiçbir darbeyi kabul
etmeyecekti. Halk vatanını korudu ve siyasi görüşüne bakmadan hükumete destek
çıktı. Türkiye Milleti yekvücut olduğunu 15 Temmuz’da etnik, dini ve mezhepsel
ayrımlara gitmeden tüm dünya kamuoyuna “vatan nasıl müdafaa edilir”
göstermiştir. Bu önemli bir durumdur.
Darbe girişimi
sonrası ekonomi anlık olarak etkilenmiş ancak birkaç gün içinde bu etkiden
sıyrılmıştır. Darbe teşebbüsü sonrası ekonominin kısa süre içinde eski haline
dönmesinin asıl nedeni de siyasal istikrarın halka güven vermesidir ve bu da
ekonomiyi ayakta tutmaktadır. Malum, ekonomik göstergelerin siyasi görüşü
yoktur. Dolar vurdu mu herkesi vurur. Borsa iş hayatının her kesimini etkiler. Darbe
teşebbüsü sonrası yükselen dolar kısa süre içinde eski seviyesine gerilemiştir.
Buna sebep olan faktörlerden biri de dövizini bozduran ekonomiye duyarlı halktır.
Türkiye’ye
dünya çapında itibar kazandıran ana nedenlerinden biri de siyasi istikrarın
yanında ekonomi olmuştur. Siyasi istikrar ve iç ekonomideki hareketlilik
yabancı yatırımlara kapı aralamıştır. 20 yıl önce halkını mağdur eden devlet,
son yıllarda kalkınma ve yatırım projelerinde dünyanın ilkleri arasına
girmiştir. Körfez ülkelerinin yönü Batıdan Türkiye’ye çevrilmiş, jeopolitik
konumu ile ekonomik güvenin birleşmesi Türkiye’yi değerli kılmıştır.
Türkiye artık
iyice güçlenmiş, milletin kendine güveni artmış, toplumsal birliktelik gittikçe
güçlenmiştir. Türkiye kendi gücü ve kendi değerleri üzerinden bizatihi kendini
test etmiş ve bu testten de başarı ile çıkmıştır.
Türkiye
yaşadığı bir sürü sorunlara ve zorluklara rağmen kazandığı siyasi istikrar ve
güçlü ekonomisi ile yolunda yürümektedir. Bu kutlu yürüyüşe çelme takmak
isteyenler, çomak sokmak isteyenler, sekte vurmak isteyenler şunu iyi
bilmelidir ki, milletin artık geri adım atmaya tahammülü yoktur ve asırlardır
olduğu gibi vatanını malı, canı ve kanı pahasına müdafaa edecek ileriye doğru
taşımak için elindeki tüm fırsatları seferber edecektir.
Anadolu Ajans, Analiz-Haber, 22.08.2016.